21 Ağustos 2012 Salı

Erken Kaybedenler - Emrah Serbes - 2009

Ergenlik zor zanaat. Suyun içindeyken pek farketmemiştim; fakat pek sevgili kardeşim sayesinde dışarıdan, kıyıdan da izleme fırsatım oldu erkek ergenliğini. Ben erkeğin ergenlik çağının hiç bitmediğini, giderek azaldığını ve bastırıldığını düşünen insanlardanım, bu sebeple ergen erkek aslında her yerde bekliyor, aramızda geziyorlar, her yerdeler. 

Emrah Serbes son dönemlerde popüler olan bir insan, hepimizin bildiği gibi usta yönetmen Serdar Akar, Erdal Beşikçioğlu ile 2006 basımı 'Her Temas İz Bırakır'a hayat verdiğinde Ankara'da fırtınalar koptu. Emrah Serbes ismini de maalesef (kitaptan değil de) diziden sonra tanıdık. 

Her Temas İz Bırakır'ın akıcılığını çok beğenmişken, Son Hafriyat'ın kurgusu ile çok heyecanlanmıştım. Doğal ve sıcak anlatımıyla Emrah Serbes özellikle biz Ankara insanına hitap ediyor. İtalya'da bazı 'inside joke'lar yüzünden, kitap ve diziden aynı duyguları almadığını gözlemlemiştim diğer insanların.

Serbes'in Ç. serisinden sonraki ve son kitabı ise aslında aynı yoldan giderek, sadece hedef kitleyi değiştiriyor. Bu sefer kırklarında, içindeki enerjiyi zar zor kullanan bir ergen değil de, ergenlik havuzunun tam merkezindeki, diri ve bıçkın çocuk ve gençleri izliyoruz. 

Toplam sekiz kısa öyküden oluşan kitap, birinci kişiden anlatımla günlük havasında farklı durum ve yaşlardaki erkeklere özgün hikayeleri bize aktarıyor. Serbes'in bence başardığı en iyi yön, düşünce yapısını ve anlatımını tam o zamanki yaş hallerimize tekrar indirgeyebilmesi, ki bu da gerçekçiliğini ve eğlencesini pek bir arttırıyor. Hikayeleri bilmeden, mesela internette bir köşeden okusanız, o yaştaki bir çocuğun yazdığına ucundan inanabilirsiniz. 

Özellikle erkek okuyucaların çocukluğunda gördüğü ve deneyim ettiği, mühendis abi, lojman hayatı, sevilen kızın ailesinin tayininin çıkması, yaz tatili kampları, tatil yeri eczaneleri, mahalle maçları, büyük kız muhabbetleri, üniversite öğrencisi önyargıları, özel öğretmen kafası, çırak hikayeleri gibi çoğu detay ve benzer olaylarla çok eğleneceği bir kitap. Öyle mükemmel bir kitap değil; ama her hikayede ayrı bir tebessüm yaratacak etkide.

" (Ağbim) Babamın ölümünü düşünmeyi bırak," diye bağırdı. 

"Bir erkek olsan böyle birşey söylemezdin. Otopark mafyası öldürdü onu. Erkek olsaydın babamızın öcünü alırdın. Ama sen karıyla kızla gününü gün ediyorsun. Babamıza layık bir evlat değilsin. Babam çelik gibi adamdı, araba çarpmasıyla öldüremeyeceklerini bildiklerinden, üstüne kamyon sürdüler onun. Makine mühendisi adamsın, istesen tank yapabilirdin. En azından taramalı tüfek yapabilirdin, babamı öldüren adamlardan öcümüzü alabilirdin. Ama sen çamaşır makinesi yapmayı tercih ettin. Neden ağbi neden! Onursuz geçmişinin kirli çamaşırlarını yıkamak için mi? Yerde kalan kanımızı yıkamak için mi?"  

-Zannettiğin gibi değil



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder